Okumayı henüz yeni öğrenmiş ya da öğrenmekte olan okurlar, yeni edindikleri bu beceri ile birlikte bağımsızca öğrenme dünyasına ilk adımlarını atmaktadırlar. Adımların heyecanlı, istekli ve ileriye doğru olması beklenirken, bazen şöyle bir ses yükselir: “OKUMAKTAN NEFRET EDİYORUM!” O adımlar adeta geriye doğru atılıyor gibidir.
Eğer bunu söyleyen henüz ilkokul 1. Sınıfta olan bir çocuk ise anne-babalar için de zorlu bir süreç olabilmektedir. Bir tarafta bekleyen ev ödevleri, bir tarafta ilkokula daha yeni başlamış bir çocuk, diğer taraftan anne-babanın hissettiği endişe, öfke, korku gibi duygular.
Okumaya karşı çocuğunuzda tekrarlayan bir isteksizlik hali söz konusu olduğunda, bunu anne-baba ve çocuk arasında gerçekleşen bir mücadeleye dönüştürmeden, bunun anne-babanın değil de çocuğun meselesi olduğunu bilerek yaklaşmak, yaşanan bu zorluğu anlamak üzere atılabilecek ilk adım olabilir.
Sonrasında, okumak konusunda neden isteksiz olduğunu anlamaya çalışmak, bu isteksizliğin ardında neler olabileceğini anlamak önemli. Henüz anlaşılmamış Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG) ve ÖÖG’den kaynaklanan zorluklar bu isteksizliğin nedeni olabilir. Bu bakımdan öncelikle okuldaki öğretmeniyle görüşmek ve okulda başka hangi güçlükler yaşadığıyla ilgili bilgi almak, bir uzman desteğine başvurmadan önce durumu anlamanızda yardımcı olabilir. Eğer okuma isteksizliğine eşlik eden başka zorluklarda varsa gecikmeden gerekli uzman desteğine başvurmak sıradaki adım olabilir.
Okuma isteksizliğinin ardında olabilecek birkaç olası neden ve çocuklara destek olabilmek için birkaç öneriyi aşağıda bulabilirsiniz.
1- Tercih sunmak:
Tüm günü okulda geçiren ve sabah erken kalkması gerektiği için erken uyuması gereken çocuklar eve geldiğinde oyun oynamak, ekranda zaman geçirmek, ailesiyle birlikte özgürce zaman geçirmek isteyebilmektedir. Okuldan verilen, özellikle okuma ödevleri çocuğun ilgisini çekmediğinde de çocuk isteksiz olabilmektedir. Bu durumda ödevi parçalara bölmek ve önce hangi kısmını yapmak istediğini sormak, ödev yaparken ara vermesine izin vermek ve aralarda ne yapmak istediğini sormak, çocuğun kendi zamanını nasıl harcayacağı konusunda, ona da söz hakkı verecektir. Bu esnek program içinde çocuk hem ihtiyaçlarının gözetildiğini hissedecek, hem de ödevlerini keyifle tamamlamanın mümkün olduğunu deneyimleyebilecektir. Başlangıçta anne-babayla birlikte yapılan ve ödevlerle birlikte diğer talepleri de içeren bu planlama zamanla çocuk tarafından içselleştirilecek ve güdülenmek için anne-babaya duyulan ihtiyaçta azalabilecektir.
2- Önce dinleyici, sonra okur:
Gelişimsel olarak, çocuklar önce dinlediğini sonra okuduğunu anlayabilirler. Yani dinlediğini anlama okuduğunu anlama için ön koşuldur. Çocuklara yüksek sesle ve özellikle resimli kitaplar okunması bir taraftan dinlediğini anlama becerisini desteklerken, diğer taraftan yetişkinin istekli okur tarafı çocuk için model oluşturabilmektedir. Okurken dramatize etmek, tiyatral ifadelere yer vermek çocuğun okuma materyallerine ilgisini arttırabilmektedir. Yine okuma ödevlerinde de önce yetişkin sonra çocuk tarafından okuma yapıldığında, çocuk okuduğu şeyi daha iyi anladığından, okumak konusunda daha istekli olabilmektedir.
3- Her yerde kitap:
Dokusu, kokusu, sesi, merak uyandıran resimleri olan kitaplar bile, günümüzde, çocuklar için bazen yeteri kadar istek uyandırmayabilmekte. Fakat aynı kitabın sayfaları tablet ekranında olduğunda işler bir anda değişebilmekte. Çocuklara daha istekli okurlar olma yolunda destek olurken, elinizdeki kitabın sayfalarını tarayarak dijital ortamda okumalarına olanak sağlamak onlara yardımcı olabilmektedir.
Ayrıca; kütüphane ziyaretleri, kitapçılarda geçirilen zamanlar, evde yetişkinlere ait bir kitaplığın bulunması, anne-babanın kendilerine ait zamanlarda kitaplarla ilgilendiklerini gözlemlemek kitapları ve okumayı dünyalarının doğal bir unsuru olarak görmelerine yardım edebilecektir.
4- Biraz çaba:
Çocuklar okumanın sıkıcı olduğunu, okumayı sevmediklerini hatta dozu biraz daha arttırarak okumaktan nefret ettiklerini söylerken, asıl neden bazen okumayı öğrenme ve geliştirmenin çaba gerektirmesinden kaynaklanabilmekte. Bir taraftan kendi okumalarını beğenmezken diğer taraftan da çok çaba sarf edip ve bir de bunun her zaman böyle gideceğini düşünebilmektedirler. Bu durumda çocuklarla bu konuyu konuşmak, bu becerileri edinirken ancak tekrar ederek gelişebileceklerini onlarla paylaşmak, yakında artık çok daha kolay okuyabileceklerini onlara göstermek ve söylemek, hiç bitmeyeceklerini düşündükleri bu zorlu süreçte onlara yardımcı olabilir.
Uzm. Nesil Sezgi Yılmaz