3 temel belirti grubundan bahsedebiliriz.
-Sosyal-İletişimsel Yetersizlik
-Sözel İletişimde Yetersizlik
-Tekrarlayıcı Davranışlar
Öncelikle normal gelişen çocuğun gelişimini daha sonra Otizmli çocukların farklılıklarını gözden geçirelim.
1-Sosyal-İletişimsel Yetersizlik:
Normal gelişen çocuklarda bebek 1 aylıkken göz teması kurabilir. Annesinin gülümsemesine karşılık verir, farklı ses tonlarıyla ihtiyacını ister. 4. Aydan itibaren yabancıları fark eder, onlardan rahatsız olur. Anne babasını görünce sevinir. 5. Aydan sonra ses çıkararak etrafındakilerin dikkatini çekmeye çalışır. Cee oyunu oynamaktan haz alır. 6. Ayda agulayarak çevresiyle iletişim kurmaya çalışır. Diğer bebekler dikkatini çeker. Onlara doğru gitmek ister. Annesi yanından uzaklaşınca ağlar. 9 aylıkken ismine bakar. Etrafındaki insanlarla oynamaya başlar. Hareketleri taklit eder. 1 yaşına gelince bay bay yapmaya ve öpücük atmaya başlar. 2 yaşında akranlarıyla yan yana oyunlar oynar. 3 yaşında hayali oyunlar kurabilir.
Otizmli çocuklarda ise beden dili kullanımı sınırlıdır. Göz teması kurmazlar, diğer insanların varlığını umursamazlar. Kendi dünyasında yaşarlar. İsmine bakma, işaret etme, karşılıklı gülümseme, diğer çocuklarla ilgilenme, beğendiği şeyi gösterme evcilik tarzında hayali oyun kurmada yetersizdirler. Duygularını paylaşmak istemezler, arkadaş ilişkisi geliştirmek istemezler veya isteseler dahi ne yapacaklarını bilemezler.
2- Sözel İletişimde Yetersizlik:
Otizmde normal gelişen çocuklara kıyasen konuşma geriliği mevcuttur. Bu hem konuşulanı anlama hem ifade etme becerileri için geçerlidir.
Normal gelişen çocuk 1 yaşında ilk anlamlı kelimeleri kullanmaya başlar. Basit ve kısa komutlar alır. Gel, topu at, kapıyı aç gibi. 1-2 yaş arasında kelime hazinesi genişler. 18-24 ayda çocuklar iki kelimelik cümle kurar. Konuşması tam anlaşılmayabilir. 3-4 yaşında artık uzun cümleler kurar. İzlediği bir çizgi filmi anlatabilir.
Otizmli çocuklar ise konuşulanı anlamada zorluk yaşarlar. Kendini ifade etmede farklı derecelerde konuşma güçlüğü bulunur. Bir kısmı hiç konuşamazken, bazı çocuklar tek kelime veya kısa cümlelerle kendilerini ifade ederler. Yine bazılarında ekolali ( kelime tekrarı) görülebilir. Konuşması daha gelişmiş olan otizmli çocuklar ise karşılıklı sohbet başlatmayı ve sürdürmeyi beceremezler, takıntılı olduğu konulardan sık sık bahsederler. Ses tonlamasını tam yapamazlar, daha çok mekanik bir sesle konuşurlar. Daha büyük yaşta olanlarda ise imalar, mecazi konuşmalar, deyimler ve şakalardan anlamazlar.
3- Tekrarlayıcı Ve Takıntılı Davranışlar:
Otizmli çocuklarda sallanma, dönme, döndürme, el çırpma, parmak ucunda yürüme şeklinde tekrarlayıcı davranışları olabilir. Bunlara motor stereotipiler de denir. Ayrıca bu çocuklar eşyaları ve oyuncakları amacına uygun oynayamazlar. Örneğin arabayı sürmek yerine tekerlek çevirme ve çamaşır makinası gibi dönen cisimleri uzun süre izleme, oyuncakları yan yana sıralama, oyuncak yerine mutfak eşyaları, elektronik cihazlarla uygunsuz şekilde oynama, bir eşyayı sürekli yanında taşıma, amblemler ve reklamlarla aşırı ilgilenme gibi.
Bazılarında rutine aşırı bağlılık da bulunabilir. Örneğin eşyaların yerinin değişmesini istememe, hep aynı kıyafeti giymek, aynı yemekleri yemek, hep aynı yolu kullanmak gibi. Bazen günlük tekrarlanan programların ısrarla tekrar edilmesini ister. Örneğin eve giderken aynı markete gidip aynı çikolatayı almak gibi.
Bu çocukların bir kısmında farklı duyusal hassasiyetler görülebilir. Kimsenin dikkatini çekmeyen seslerden rahatsız olmak, mekanik yüksek seslerden aşırı korkup kulaklarını kapatmak olduğu gibi yüksek sesten hoşlanıp tekrar tekrar aynı müziği dinlemek de görülebilir.
Görsel olarak renkli dönen cisimlere uzun süre takılıp kalmak olabildiği gibi görsel dikkat süresi çok kısa da olabilmektedir.
Dokunsal olarak sürekli yerlere yatmak, eşyalara dokunmak, her şeyi ağzına alıp ısırmak, suyla sürekli oynamak olduğu gibi sarılmaktan ve kucağa alınmaktan rahatsız olmak da görülebilir.
Bu farklılıklardan dolayı Otizmli çocuklar yeni girdiği ortamlarda, AVM gibi çok uyaranın olduğu yerlerde sebepsiz görünen öfke patlamaları, huzursuzluk görülebilir.
Zeka düzeyi yüksek, iletişim becerileri daha iyi hafif olgularda özel ilgi alanları olabilir. Örneğin şehirdeki tüm toplu taşıma duraklarını ezberlemek, Cumhuriyet Dönemi tarihinin tüm ayrıntılarını öğrenmek gibi. Bu bilgiler genellikle çok işe yaramayan bilgiler olduğu ve tuhaf sayıldığı için takıntı olarak değerlendirilebilirler
Sonuç olarak tanı koymak için bu belirtilerin tamamının olması gerekmediği gibi birkaç belirtinin olmasıyla hemen tanı konmaz. Ancak bir tıp doktoru olan Çocuk Psikiyatistleri tarafından tanı konabilir. Bu belirtilerden bir kısmına sahip olan çocuklar bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.