Otizm, iletişimde ve sosyal becerilerde problemlere neden olan gelişimsel bir bozukluktur. Otizmde karşılaşılan sorunlardan en önemlisi; otizmli bireyin sosyal etkileşimidir. Sosyal etkileşimi gerçekleştirmenin en etkili yolu; dili etkili kullanmaktır. Günlük hayatta dili birçok alanda kullanmaktayız; kendimizi ifade etmek, bağlama uygun konuşmak, duygu ve düşüncelerimiz anlatmak ve hatta şarkı söylemek, etkili bir şiir okumak için kullanırız. Sosyal ilişkinin temel koşulu; dil ve konuşma becerilerine sahip olmaktır.
Çocuğu otizm tanısı almış, ailelerin birçoğunun başvurduğu öncelikli alan konuşma terapisidir. Konuşma terapisine öncelikli başvurulmasının nedeni: Otizmin en belirgin özelliği olan; dili anlama ve konuşmada yaşanan güçlüktür. Otizmli bireylerde dil ve konuşma terapisinin daha etkili olabilmesi için çocukların konuşma terapisinden önce kazanması gereken bazı beceriler vardır bu becerileri edinmeden terapiye alınan çocuklarda istenen başarı sağlanamamaktadır. Dil ve konuşma terapisine başlamadan önce çocuğun: Ortak dikkat ve regülasyonu sağlayabildiğinden emin olmak gerekmektedir çünkü sakinliğini koruyamayan ve ortak dikkatini kuramayan çocuklarda terapi aksamakta ve çoğu zaman başarıya ulaşamamaktadır. Bu da terapist, ebeveyn ve çocuk için zaman ve emek kaybına neden olmaktadır.
Normal gelişim gösteren bireylerde dil gelişimi; bakma ve dinleme, oyun, anlama, konuşma, artikülasyon basamaklarını takip ederken otizmli bireylerin alt beceri basamaklarında zorlandığını görmekteyiz. Yani bakma ve dinleme basamağında karşısındaki kişiye bakma, dinleme, göz teması kurma ve iki yönlü etkileşime geçmekte zorlandıklarını görmekteyiz. Üst basamağa çıktığımızda, çocukların gelişiminde büyük öneme sahip olan oyun basamağında otizmli çocukların karşılıklı oyun oynama, oyun başlatma, oyunu manipüle etme ve sembolik oyunu oynamakta zorlandıklarını görmekteyiz. Temel becerileri yerine getirmekte zorlanan otizmli bireyleri üst basamaklarda çalıştırmaya başlatmak terapinin verimsiz olmasına ve çocukların motivasyonlarının düşmesine neden olmaktadır. Önce bakma ve dinleme sonra oyun olmak üzere her basamağı çalıştıktan sonra otizmli bireyleri dil ve konuşma programına kabul etmek yerinde bir plan olacaktır.
Dil Konuşma Terapisiyle Temel Hedeflerimiz Neler Olmalı?
Dil, çıkarılan seslerden ziyade anlamla ilgilidir ve bilişsel becerilerle yakından ilişkilidir. Günlük hayatta dili sözel ve sözel olmayan (jest, mimikler) biçimde kullanırız. Otizmli çocuklarda temel hedefimiz: Bireyin dili etkili bir şekilde kullanmasını sağlamak, iletişime geçme isteğini artırmak ve dilin bileşenlerine odaklanmaktır. Otizmli çocuklar dilin en fazla pragmatik ve semantik boyutunda zorlanmaktadırlar. Dili bağlamına uygun bir biçimde kullanma; sohbeti başlatma, sürdürme ve şekillendirmede güçlük yaşamaktadırlar. Dil ve konuşma terapisinde hedefimiz; çocuğun dil becerilerini iletişime yönelik kullanmasını sağlamaktır.
Otizmli çocuklar nesnelerle daha çok ilgilidirler ve çevresindekilerle iletişim kurma becerileri düşüktür. Tek başına tüm işlerini halletmeye ve isteklerini yapmaya çalışır; bunun için çevresindekilerden yardım istemezler. Dil konuşma terapisi ile öncelikli hedefimiz çocuğun ilgisini nesnelerden ziyade karşısındaki insana yöneltip iletişime geçmesi için teşvik etmek olacaktır. Sözel olarak iletişime geçmeye başlayan otizmli çocuklarla sözel olmayan jest, mimiklerin kullanımı da dahil edilerek uyumlu, işlevsel dil becerileri öğretilmesi hedeflenmektedir.
Dili, isteklerini belirtmek için kullanan çocuklarda bu beceriyi zamanla daha geniş alanlarda kullanmasını hedeflemeliyiz: İsteme, reddetme, evet- hayır sorularına cevap verme… Son aşamada ise çocuğun karşılıklı konuşmaya katılımını sağlama ve sohbeti sürdürmesi hedeflenmektedir. Bunun dışında dil ve konuşma terapisinin; çocuğun konuştuğu konuları çeşitlendirme, sözcük dağarcığını artırma, soru sorma ve cevap verme gibi iletişimin etkili unsurlarını kazandırma amaçları bulunmaktadır.
Otizmde Dil Konuşma Terapisine Kaç yaşında Başlamalıyız?
Otizmli çocuklarda erken ve yoğunlaştırılmış eğitim çok önemlidir. Çocuğun eğitimi için değerlendirme yapacak kişilerin kendi alanlarında uzman ve işbirliği içinde çalışması önem kazanmaktadır. Konuşma terapisine başlamak için belirli bir yaştan söz edemeyiz ancak mümkün olduğunca erken yaşta başlanması önerilir.
Zehra Gökduman
Dil ve Konuşma Terapisti
201 Floortime Terapisti